Gerçeklik nedir? Daha doğrusu gerçeklik ne kadar gerçektir? Yoksa bizim gerçekliğimiz Matrix’teki gibi bir üst muasırlığın yapıtı midir? Hiç düşündünüz mü bunları? İşte bu yazımda bunları konu edineceğim. Bizim gerçekliğimiz şimdiki vakittedir. Fakat neden? Aslında evrenimizin yapısından kaynaklanıyor bu. Başka bir evrende bu gelecek vakit olabilir veya geçmiş vakit. Veya bu evrendeki vakit oku ile oynanabilir mi? Çok gelişmiş bir muasırlık bunu pekala yapabilir. Aslında bunu biz de yapıyoruz fakat çok küçük bir oranda. Bilgisayar oyunları ile. Sözgelimi en gelişmişlerinden biri olan SimCity. Bu oyundaki karakterler sanal bir gerçekliğin içindeler, ve orada yaşıyorlar başka bir deyişle bir nevi bir gerçeklikleri var. Peki bir elementer parçacık (evrenin temel yapıtaşları. Sözgelişi elektron ve nötron ve protonlar oluşturan kuark ve glüonlar.) veya diğer bir değişle sicim gelişmiş bir muasırlık tarafından oluşturulmuş olabilir mi? Bilinmiyor. Ancak çok gelişmiş bir muasırlık bir evren yaratabilir (bu “çok gelişmiş” dediğim muasırlık Kardeshev Cetveli’ne göre beşinci düzey bir muasırlık, diğer bir değişle bizden milyarlarca sene daha gelişmiş bir muasırlık.). Peki şayet böyleyse Matrix’te olduğumuzu nasıl anlayabiliriz? En kötüsü de bu zati. Anlaması güç.
Peki zamanın tabakaları yani geçmiş, şimdi ve geleceğin içinde dolaşabilseydik? Sözgelişi gerçekliği yani zamanı durdurup gelecekteki bir ana gidebilseydik ne olurdu? Zaman algımızla yani gerçeğimizle oynamış olmaz mıydık? Böyle bir gerçeklik bizim gerçekliğimiz midir? Aslında hem evet hem hayır bu meselenin yanıtı zira gelecekteki siz yeniden sizsinizdir değil mi? Yoksa değil midir? Bunu bir düşünelim. Sözgelişi bir saat sonraki siz şu anki sizle aynı mıdır? Hayır. Çünkü o bir saat sonraki sizsinizdir! Çünkü psikolojiniz az da olsa değişmiştir ve birkaç hücreniz can verip yerine yenileri doğmuştur, hem de şu anda bu yazıyı okurken belki de bir saat sonra sevgilinizi düşüneceksiniz veya kalkıp matematik çalışacaksınız başka bir deyişle aynı siz olmayacaksınız kısmen de olsa. Bir de şöyle düşünelim: şayet geçmişe gidip büyükbabanızı öldürürseniz ne olur (bu bir fizik çelişkisidir ve isimi da büyükbaba çelişkisidir.)? Büyükbabanızı öldürürseniz şayet bu sizin gelecekte başka bir deyişle şimdiki vakitte hiç doğmamış olmanız mananına gelir. Şimdi bu gerçeklik sizin değil mi? Önceden öyleydi fakat şimdi siz hiç doğmamış ve büyükbabanızın katili oldunuz! Aslında büyükbabanızın katili sizsiniz fakat daha doğmamıışken büyükbabanızı nasıl öldürebilirsiniz ki! Şimdi burada “bu ne saçmalıyor böyle” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız da. Bu anlaşılması zor bir çelişki çünkü. Burada şunu belirtmek istiyorum: eğer bizim “gerçeklik” dediğimiz şey bu kadar kolay bozulabiliyorsa aslında gerçeklik gerçek değildir. Gerçeklik yalnızca bizim zihinlerimizdedir. Şimdi size başka bir örnek vereyim. Her şey zamanı öyle veya şöyle büker bu da biyolojik saat dediğimiz kavramı verir bize. Ama eğer 20 ışık yılı uzaklıktaki Gliese 581g’deki bir canlı Dünya’yı gözetliyorsa Dünya’nın 20 yıl evvelki halini görür. Yani onun kendi “gerçekliğindeki” şimdiki zamanda gördüğü Dünya, gerçekte 1997 yılında değil 2017 yılındadır.
Peki zamanın tabakaları yani geçmiş, şimdi ve geleceğin içinde dolaşabilseydik? Sözgelişi gerçekliği yani zamanı durdurup gelecekteki bir ana gidebilseydik ne olurdu? Zaman algımızla yani gerçeğimizle oynamış olmaz mıydık? Böyle bir gerçeklik bizim gerçekliğimiz midir? Aslında hem evet hem hayır bu meselenin yanıtı zira gelecekteki siz yeniden sizsinizdir değil mi? Yoksa değil midir? Bunu bir düşünelim. Sözgelişi bir saat sonraki siz şu anki sizle aynı mıdır? Hayır. Çünkü o bir saat sonraki sizsinizdir! Çünkü psikolojiniz az da olsa değişmiştir ve birkaç hücreniz can verip yerine yenileri doğmuştur, hem de şu anda bu yazıyı okurken belki de bir saat sonra sevgilinizi düşüneceksiniz veya kalkıp matematik çalışacaksınız başka bir deyişle aynı siz olmayacaksınız kısmen de olsa. Bir de şöyle düşünelim: şayet geçmişe gidip büyükbabanızı öldürürseniz ne olur (bu bir fizik çelişkisidir ve isimi da büyükbaba çelişkisidir.)? Büyükbabanızı öldürürseniz şayet bu sizin gelecekte başka bir deyişle şimdiki vakitte hiç doğmamış olmanız mananına gelir. Şimdi bu gerçeklik sizin değil mi? Önceden öyleydi fakat şimdi siz hiç doğmamış ve büyükbabanızın katili oldunuz! Aslında büyükbabanızın katili sizsiniz fakat daha doğmamıışken büyükbabanızı nasıl öldürebilirsiniz ki! Şimdi burada “bu ne saçmalıyor böyle” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız da. Bu anlaşılması zor bir çelişki çünkü. Burada şunu belirtmek istiyorum: eğer bizim “gerçeklik” dediğimiz şey bu kadar kolay bozulabiliyorsa aslında gerçeklik gerçek değildir. Gerçeklik yalnızca bizim zihinlerimizdedir. Şimdi size başka bir örnek vereyim. Her şey zamanı öyle veya şöyle büker bu da biyolojik saat dediğimiz kavramı verir bize. Ama eğer 20 ışık yılı uzaklıktaki Gliese 581g’deki bir canlı Dünya’yı gözetliyorsa Dünya’nın 20 yıl evvelki halini görür. Yani onun kendi “gerçekliğindeki” şimdiki zamanda gördüğü Dünya, gerçekte 1997 yılında değil 2017 yılındadır.
Yorumlar
Yorum Gönder