Fobiler, günlük hayatta en sık karşılaştığımız ruhsal problemlerdir.Dişçi korkusu, kapalı veya açık mekân korkusu ya da yükseklik korkusu, hangisi olursa olsun, hayatımızın tadını da akışını da önemli ölçüde etkiler.
Başlangıçta fobiler belki biraz eğlenceli bile gelebilir. Sizin de bahsedebilecek özel bir konumunuzun olması sinemanın, tiyatronun, asansörün hatta metro ve otobüslerin sizi korkutması veya kan görünce düşüp bayılmanız size de, başkalarına da hikâye olarak hoş gelebilir. Ama işin pratiğine baktığınızda fobiler tadınızı da, tuzunuzu da kaçırıp, hayatı size zindan edebilir.
SOSYAL YAŞAMINIZI TEHDİT EDER
Sosyal fobi, bireyin, yabancı insanlarla karşılaştığı ya da diğerleri tarafından gözlenme olasılığının bulunduğu durumlarda yanlış bir şey yaparak rezil olacağı korkusu yaşaması halidir. Kişi zamanla bu durumlarla karşılaşmamak ve anksiyete yaşamamak için kendinde olumsuz duygular uyandıran ortamlara girmemeye ve bu ortamlardan kaçınmaya başlar.
Sosyal fobikler, performanslarını göstermeleri gereken sosyal durumlarda rezil olmaktan ya da olumsuz değerlendirilmekten aşırı korkarlar. Korktukları duruma maruz kaldıklarında, dikkati kendilerine yöneltir, sıklıkla kendilerini eleştirir ve terleme, kızarma, kalp atımında artış gibi fiziksel belirtiler gösterirler. Bu kişiler başkalarının bulunduğu ve performans göstermeleri gereken durumlarda, “Herkes bana bakıyor, kontrolümü kaybedeceğim, rezil olacağım” gibi düşüncelere kapılıp, durumlarını daha da karmaşık bir hale getirirler.
Sosyal fobikler kendilerini utangaç olarak tanımlar. Bu utangaçlığa yoğun anksiyete ve kaçınma davranışları da eşlik eder. Sosyal fobiklerin bazıları diğer insanların önünde yemek yeme, yazı yazma ya da konuşma yapma gibi belirgin performans gerektiren durumlarda anksiyete yaşarken, bazı sosyal fobikler de gündelik yaşamın pek çok alanında karşılaştıkları sıradan etkinlikler karşısında yoğun anksiyete yaşarlar.
“Başkaları ne der?” , “Hakkımda ne düşünür?” diye kaygılanmaktansa bir psikiyatrist ve psikolog ile iş birliği yaparak bu kısıtlayıcı, üretici, yaratıcı, girişimci özellikleri frenleyici sorundan kurtulmaya bakmakta yarar vardır.
(Alıntı : Prof. Dr. Osman Müftüoğlu – Hürriyet)
Yorumlar
Yorum Gönder