Dünya’nın iç çekirdeğinin çoğunlukla demirden oluştuğu biliniyor. Nikel miktarı %10 civarlarında izliyor. Ancak geriye kalan %5’lik bölüm gizemini savunuyor. Japon araştırma ekibi on yıllardır bu kayıp elementi arıyor ve bu bölümün silisyum olduğuna inanıyor. Araştırma ekibi, neticelerini Amerikan Jeofizik Birliği (San francisco), Hazan Buluşmaları'nda sundu. Dünya’nın katı çekirdeği yüzeyden 3000 kilometre derinde bulunuyor ve yarıçapının da 1200 kilometre olduğu düşünülüyor. Çok derinde olduğu için, direk test etme olanağı yok ve çekirdeğin hangi elementlerden oluştuğu da
net olarak bilinemiyor (dünyanın en derin madenleri 4 kilometre derinliğe inebiliyor).
Silisyum, bir müddettir çekirdekteki kayıp element olarak düşünülmekteydi. Araştırmacılar daha hafif bir element olması gerektiğini iddia edip silisyumu çok kez önerdiler, bunun sebebi bu elementin özellikleri ve metallere nasıl iyi bağlandığı ile alakalıydı.
Delmek yerine, Tohoku Üniversitesi’nden bir araştırma grubu minyatür bir Dünya prototipini laboratuarda hazırladı. Önce demir ve nikelin alaşımlarını oluşturdular ve silisyumla karıştırdılar. Daha sonra da Dünya’nın çekirdek kısmındaki büyük basınç ve sıcaklık şartlarına tâbi tuttular ve çekirdek kısmındaki sismik verilerle uyuşuyordu. Dünya’nın merkezine yakın bir yerlerden salınan sismik dalgalar, bu verileri oluşturuyordu. Bununla birlikte silisyumun kayıp element olduğu istikametindeki fikri kuvvetlendirdi.
Cambridge Üniversitesi’nde mineral fiziği ile ilgili profesör olan Simon Redfern,BBC'ye şöyle konuştu: “Bu zor deneyler son derece heyecan verici, zira 4,5 milyar sene önce Dünya’nın iç kısmının neye benzediği konusunda bir fikir veriyor. Ancak diğer araştırmacılar, çekirdek kısmında oksijenin de ehemmiyetli olabileceğini buldu”.
Ayaklarımızın altında ne olduğunu kesin olarak bilmek, Dünya’nın oluştuğu vakitki şartları belirlememize olanak tanıyor.
net olarak bilinemiyor (dünyanın en derin madenleri 4 kilometre derinliğe inebiliyor).
Silisyum, bir müddettir çekirdekteki kayıp element olarak düşünülmekteydi. Araştırmacılar daha hafif bir element olması gerektiğini iddia edip silisyumu çok kez önerdiler, bunun sebebi bu elementin özellikleri ve metallere nasıl iyi bağlandığı ile alakalıydı.
Delmek yerine, Tohoku Üniversitesi’nden bir araştırma grubu minyatür bir Dünya prototipini laboratuarda hazırladı. Önce demir ve nikelin alaşımlarını oluşturdular ve silisyumla karıştırdılar. Daha sonra da Dünya’nın çekirdek kısmındaki büyük basınç ve sıcaklık şartlarına tâbi tuttular ve çekirdek kısmındaki sismik verilerle uyuşuyordu. Dünya’nın merkezine yakın bir yerlerden salınan sismik dalgalar, bu verileri oluşturuyordu. Bununla birlikte silisyumun kayıp element olduğu istikametindeki fikri kuvvetlendirdi.
Cambridge Üniversitesi’nde mineral fiziği ile ilgili profesör olan Simon Redfern,BBC'ye şöyle konuştu: “Bu zor deneyler son derece heyecan verici, zira 4,5 milyar sene önce Dünya’nın iç kısmının neye benzediği konusunda bir fikir veriyor. Ancak diğer araştırmacılar, çekirdek kısmında oksijenin de ehemmiyetli olabileceğini buldu”.
Ayaklarımızın altında ne olduğunu kesin olarak bilmek, Dünya’nın oluştuğu vakitki şartları belirlememize olanak tanıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder