Doğanın en kuvvetli dışa vurumlarından biri olan volkanik patlamalar hudutları değiştiriyor, insanlık tarihini yine yazar. Bir patlama hatıranda volkanın olası davranışını bilmek veyahut gelişimini ön görebilmek ise hayat kurtarır. Vesuvius volkanının yanında, Napoli’ye kısa menzilli bir yerde Avrupa Birliği destekli Chronos Projesi araştırmacıları tam olarak bu iş için çalışmalar yürütüyor. Volkanların saat mekanizmasını anlamak için testler yapılıyor.
Napoli koyu, dünyanın volkan patlaması ile ilgili potansiyel olarak en tehlikeli bölgesi. Şehir, Campi Flegrei (Phlegraean Alanı), Ischia Adası ve Alman yazar Goethe’nin “cennet ortasında yükselen bir
cehennem dağı” olarak nitelendirdiği Vezüv Yanardağı’nın oluşturduğu bir volkanik sistemin ortasında bulunuyor.
Aslında burası volkanik bir patlamanın mekaniğinin ve zamanlamasının bir modelini geliştirmek için çalışan Chronos Projesi araştırmacıları için mükemmel bir çalışma alanı.
Çalışmalarını yanardağ uzmanıi Mauro Di Vito dile getiriryor
“Yanardağlar ile ilgili çok az bildiğimiz konuların başında iç aksamları geliyor. İç aksam, magmanın evriminin bitirdiği, dışarı çıkmaya hazırlandığı alan… Bu bölge hakkında bilgi sahibi olmak için bir nevi tomografisini çekiyorduk, tıpkı vücudumuzda olduğu gibi x ışınları kullanıyorduk, şimdi ise taşlar üzerine çalışıyoruz.”
Avrupa Birliği Projesi’nin kalbini volkanik taşlar oluşturuyor. Volkanik patlama zamanlamasının gizemini araştıran Chonos Projesi’nde görevli bilim insanları, gelişmiş teorik modelleri ve benzersiz laboratuvar tekniklerini birleştiren yeni bir yol kullanıyorlar.
Yanardağ uzmanı Diego Perugini “Taşlar suç yerelindeki kanıtlar gibidir. Patlamanın vaktini gösteriyorlar. Chronos’un emeli, bir volkanik sistemi sakinlik vaziyetinden, faaliyet vaziyetine getiren vakit çizelgesini ortaya çıkarmak” sözleriyle volkanik bir taşı incelemenin ehemmiyetini anlattı.
Aktif bir volkanın içerisinde araştırma yapmak olanaksız olduğundan, araştırmacılar ilk volkanik taşları inceliyor ardındansa magmadan örnekler alıyor.
Kaya bilimci Diego Perugini kahve yapımıyla volkanları gözlemleme stillerini benzetiyor: “Model şu şekilde işliyor: Yeraltı magma odasına sıcak magma varınca, kahve ile süt karıştırdığınızda bir fincan Cappucino’da gördüğümüze benzer bir karıştırma işlemi tetikleniyor. Süt ve kahveyi ne kadar karıştırırsanız, homojenlik o kadar yüksek olur. Bu bilgi sayesinde kayaların içinde, bu karıştırma işleminin başlangıcından ve patlamanın başlangıcından ne kadar vakit geçtiğini anlayabiliriz.”
Bu yolla Perugia Üniversitesi’nde volkanik taşları kıran eriten ve örnekler alan, dünyanın ilk magma çırpıcısı üretildi. Her bir volkanik sistem mineral yapılanma itibariyle değişik olduğundan her volkan da kendi parmak desturu taşıyor.
Volkan bilimci, Daniele Morgavi: “Taşı erime noktasına getiriyoruz. Ardındansa viskometre kullanarak magmanın fiziksel özelliklerini inceliyoruz ve yüksek derecelerde viskozite başka bir deyişle akmazlık (ağda) oranına bakıyoruz” diye konuştu.
Bir zamanlar katılaşmış olan karıştırılmış magma, daha sonra yeni özelliklerini bulmak için derinlemesine çözümleyor. Farklı mertebelerdeki testlerin tekrarlanması, yapısal ve kimyevi farklıkların kronolojisini ele geçirmeyi sağlıyor. Chronos oldukça ehemmiyetli bilgileri açığa çıkarıyor ve bu modelin güvenilirliğini artırıyor.”
Volkan bilimci, Daniele Morgavi ehemmiyetli bir noktanın vurguluyor: “Asıl merak uyandıran gelişme ise, karıştırma işleminin başlamasından patlamanın başlangıcına kadar geçen müddetin 20 ya da 30 dakika civarında olması. Seyyarede son 200 senede gerçekleşen volkanik patlamalar üzerine yaptığımız istatistiksel tahlil, bu karıştırma işleminin olayların yüzde 99’unda gerçekleştiğini gösteriyor.”
Volkanik patlamalar dünyanın ön görülmesi en güç tabii afetlerinin başında geliyor. Yanardağların zaman çizelgelerinin patlama öncesi sinyallerle irtibatını çözebilmek volkanik faaliyetlerin insanlık üzerindeki potansiyel tesirini azaltmaya yardımcı olacak.
Napoli koyu, dünyanın volkan patlaması ile ilgili potansiyel olarak en tehlikeli bölgesi. Şehir, Campi Flegrei (Phlegraean Alanı), Ischia Adası ve Alman yazar Goethe’nin “cennet ortasında yükselen bir
cehennem dağı” olarak nitelendirdiği Vezüv Yanardağı’nın oluşturduğu bir volkanik sistemin ortasında bulunuyor.
Aslında burası volkanik bir patlamanın mekaniğinin ve zamanlamasının bir modelini geliştirmek için çalışan Chronos Projesi araştırmacıları için mükemmel bir çalışma alanı.
Çalışmalarını yanardağ uzmanıi Mauro Di Vito dile getiriryor
“Yanardağlar ile ilgili çok az bildiğimiz konuların başında iç aksamları geliyor. İç aksam, magmanın evriminin bitirdiği, dışarı çıkmaya hazırlandığı alan… Bu bölge hakkında bilgi sahibi olmak için bir nevi tomografisini çekiyorduk, tıpkı vücudumuzda olduğu gibi x ışınları kullanıyorduk, şimdi ise taşlar üzerine çalışıyoruz.”
Avrupa Birliği Projesi’nin kalbini volkanik taşlar oluşturuyor. Volkanik patlama zamanlamasının gizemini araştıran Chonos Projesi’nde görevli bilim insanları, gelişmiş teorik modelleri ve benzersiz laboratuvar tekniklerini birleştiren yeni bir yol kullanıyorlar.
Yanardağ uzmanı Diego Perugini “Taşlar suç yerelindeki kanıtlar gibidir. Patlamanın vaktini gösteriyorlar. Chronos’un emeli, bir volkanik sistemi sakinlik vaziyetinden, faaliyet vaziyetine getiren vakit çizelgesini ortaya çıkarmak” sözleriyle volkanik bir taşı incelemenin ehemmiyetini anlattı.
Aktif bir volkanın içerisinde araştırma yapmak olanaksız olduğundan, araştırmacılar ilk volkanik taşları inceliyor ardındansa magmadan örnekler alıyor.
Kaya bilimci Diego Perugini kahve yapımıyla volkanları gözlemleme stillerini benzetiyor: “Model şu şekilde işliyor: Yeraltı magma odasına sıcak magma varınca, kahve ile süt karıştırdığınızda bir fincan Cappucino’da gördüğümüze benzer bir karıştırma işlemi tetikleniyor. Süt ve kahveyi ne kadar karıştırırsanız, homojenlik o kadar yüksek olur. Bu bilgi sayesinde kayaların içinde, bu karıştırma işleminin başlangıcından ve patlamanın başlangıcından ne kadar vakit geçtiğini anlayabiliriz.”
Bu yolla Perugia Üniversitesi’nde volkanik taşları kıran eriten ve örnekler alan, dünyanın ilk magma çırpıcısı üretildi. Her bir volkanik sistem mineral yapılanma itibariyle değişik olduğundan her volkan da kendi parmak desturu taşıyor.
Volkan bilimci, Daniele Morgavi: “Taşı erime noktasına getiriyoruz. Ardındansa viskometre kullanarak magmanın fiziksel özelliklerini inceliyoruz ve yüksek derecelerde viskozite başka bir deyişle akmazlık (ağda) oranına bakıyoruz” diye konuştu.
Bir zamanlar katılaşmış olan karıştırılmış magma, daha sonra yeni özelliklerini bulmak için derinlemesine çözümleyor. Farklı mertebelerdeki testlerin tekrarlanması, yapısal ve kimyevi farklıkların kronolojisini ele geçirmeyi sağlıyor. Chronos oldukça ehemmiyetli bilgileri açığa çıkarıyor ve bu modelin güvenilirliğini artırıyor.”
Volkan bilimci, Daniele Morgavi ehemmiyetli bir noktanın vurguluyor: “Asıl merak uyandıran gelişme ise, karıştırma işleminin başlamasından patlamanın başlangıcına kadar geçen müddetin 20 ya da 30 dakika civarında olması. Seyyarede son 200 senede gerçekleşen volkanik patlamalar üzerine yaptığımız istatistiksel tahlil, bu karıştırma işleminin olayların yüzde 99’unda gerçekleştiğini gösteriyor.”
Volkanik patlamalar dünyanın ön görülmesi en güç tabii afetlerinin başında geliyor. Yanardağların zaman çizelgelerinin patlama öncesi sinyallerle irtibatını çözebilmek volkanik faaliyetlerin insanlık üzerindeki potansiyel tesirini azaltmaya yardımcı olacak.
Yorumlar
Yorum Gönder