Doğa Bilimler Genel Sekreteri Müge Kanay, Amerika'da bilim adamlarının gerçekte var olmamış bir olayı beyne yerleştirmeyi başardı. Kanay, yaptığı açıklamada science dergisinde yayınlanmış bir habere göre "Başlangıç" filminde olduğu gibi Amerika'da Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde bilim adamlarının gerçekte yaşanmamış bir olayı, beyne yerleştirmeyi başardığını ve bu anıyı beynin kabul ettiği açıklandı. Bilim adamları önce, fare beyninde var olan bir anıyı aldıklarını ve bu anıyla ilişkili beyin hücrelerini işaretleyip burada bulunan nöronları tetiklediklerini, böylece, önceden yaşanmış olan bir anı ile şu an yaşanan bir anı arasında bir köprü kurarak var olmayan bir anı başardıklarını belirten bilim adamları deneyin mavi ve kırmızı olmak üzere 2 oda kullanarak yapıldığını açıklandı.
Mavi Odada Elektrik Veriliyor
Deney farenin mavi odada elektrik verilirken, beyninde kırmızı oda ile ilgili anıların bulunduğu kısmın harekete geçtiği ve böylece mavi odada yaşandıkları kırmızı odada yaşandığı sandığından dolayı kırmızı odaya gelince korkmaya başladığını fark eden bilim adamları deney hayvanların yapılan bu deneyler arasında korktuğunda çok hoş olmasa da bilim adamlarının bu deney sonucunda sahte anı üretildiğini kanıtlamış oldu.
Bilim adamları elde edilen bu sonucun "Görülen, yaşanılan, etkilenen bir çok anının gerçekte hiç var olmamış olabileceği, yani beyninin hiç yaşanmamış gibi ve tecrübe etmediği olayları sanki başından geçmiş gibi insana hissettirebildiği" açısından çok önemli olduğunu kaydederek kokma, tatma, ses, görme, dokunma gibi duygularının tamamını beynin içinde hissettirilme merkezinin aktifleştiği kaydedildi. Karanlık, ışık ve ses olmayan beynin içinde, rengarenk bir dünya izlenildiği aktaran bilim adamları açıklamalarında şunlardan bahsedildi. "Beynimizin içinde, adeta bize her şeyi gösteren bir görüntü vardır. Bunu, rüyalarla daha iyi açıklayabiliriz. Rüyalarımızda görebilir, hissettirebilir, tadabilir, koklayabilir ve de dokunabiliriz. Ama tüm bunları yaparken, gerçekte yatağımızda uzanmış öylece yatıyoruz. Aynı rüyalarımızdaki gibi bu sahte olaylar yaşantımızda da buna benzer sahte olaylar vardır. Örnek verecek olursak telefonumuzu cebimize kurduğumuzu biliriz. Bundan o kadar emin olduğumuzu biliriz ki cebimizde bulamadığımızda telefonumuzu kaybettiğimizi sanıyoruz. bulamadığımız vakitte de her tarafa bakarız. Ama aslında telefonu cebimize kurmamışızdır. Bu olay aslında beynimizin bize gösterdiği sahte bir olaydır. Bu anlamda yapılan araştırma özellikle ruh ve sinir hastalıkları tedavisinde büyük bir rol oynayacaktır.
Örnek verecek olursak çeşitli stres bozukluğu olan kişilerin bu yolla tedavi etmek mümkün olacaktır.
Mavi Odada Elektrik Veriliyor
Deney farenin mavi odada elektrik verilirken, beyninde kırmızı oda ile ilgili anıların bulunduğu kısmın harekete geçtiği ve böylece mavi odada yaşandıkları kırmızı odada yaşandığı sandığından dolayı kırmızı odaya gelince korkmaya başladığını fark eden bilim adamları deney hayvanların yapılan bu deneyler arasında korktuğunda çok hoş olmasa da bilim adamlarının bu deney sonucunda sahte anı üretildiğini kanıtlamış oldu.
Bilim adamları elde edilen bu sonucun "Görülen, yaşanılan, etkilenen bir çok anının gerçekte hiç var olmamış olabileceği, yani beyninin hiç yaşanmamış gibi ve tecrübe etmediği olayları sanki başından geçmiş gibi insana hissettirebildiği" açısından çok önemli olduğunu kaydederek kokma, tatma, ses, görme, dokunma gibi duygularının tamamını beynin içinde hissettirilme merkezinin aktifleştiği kaydedildi. Karanlık, ışık ve ses olmayan beynin içinde, rengarenk bir dünya izlenildiği aktaran bilim adamları açıklamalarında şunlardan bahsedildi. "Beynimizin içinde, adeta bize her şeyi gösteren bir görüntü vardır. Bunu, rüyalarla daha iyi açıklayabiliriz. Rüyalarımızda görebilir, hissettirebilir, tadabilir, koklayabilir ve de dokunabiliriz. Ama tüm bunları yaparken, gerçekte yatağımızda uzanmış öylece yatıyoruz. Aynı rüyalarımızdaki gibi bu sahte olaylar yaşantımızda da buna benzer sahte olaylar vardır. Örnek verecek olursak telefonumuzu cebimize kurduğumuzu biliriz. Bundan o kadar emin olduğumuzu biliriz ki cebimizde bulamadığımızda telefonumuzu kaybettiğimizi sanıyoruz. bulamadığımız vakitte de her tarafa bakarız. Ama aslında telefonu cebimize kurmamışızdır. Bu olay aslında beynimizin bize gösterdiği sahte bir olaydır. Bu anlamda yapılan araştırma özellikle ruh ve sinir hastalıkları tedavisinde büyük bir rol oynayacaktır.
Örnek verecek olursak çeşitli stres bozukluğu olan kişilerin bu yolla tedavi etmek mümkün olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder